Sayın Editör,
Kitap baskıdan çıkmak üzereyken yazayım istedim. Kitap
yayınlatmak zor. Hem de nasıl.
Buna girmeyeceğim. Yeterince geçmiş mektuplarda bunu kaleme
aldım sanırım.
Benim bu kitabı Bilge Karasu ve Ferit Edgü’ye ithaf nedenim
üzerine biraz söz almak istiyorum.
Küçürek öykülerimi topladığım bu ilk öykü kitabımdaki ithaf
yazım şöyle:
Uzun Sürmüş Bir Günün
Akşamı’ndan çıktığım Bilge Karasu,
O’sundan çıktığım Ferit Edgü için,
Bilge Karasu benim üniversiteden hocam. Aklımda Kılavuz adli kitabının yayınlanmadan
önce dosya üzerinden çözümlemesini yaptığımız Metin Okuma ve Yazma dersi
geliyor.
Sonra bir kibriti beş sözcükle nasıl betimleyeceğimiz üstüne
yaptığımız o ders.
Sonra kedisi Bıyık ile tanışma. Derslerimiz onun ödül almak
için Amerika’ya gitmesiyle aksayınca, telafisi için evine gidip işlediğimiz
ders.
Bir de dersin birinde ona, Hala yazıyor musunuz? diye
sorduğum o çiğ soruyu unutmam olanaksız.
Yazıya ilişkin ilk gözlemlerim, kavrayışlarımı ona
borçluyum. Onun yapıtlarına.
Bu yüzden yazmak eylemimi bir biçimiyle etkileyen yazardır
Karasu.
Ferit Edgü’ye gelince… Onu yapıtlarından tanıyordum.
Yazınsal anlayışını, anlatımını, sözcük ekonomisini. Öykülerinde, romanlarında
yer alan felsefi arka planı.
Sonra Edgü ile İstanbul Kitap Fuarında tanıştım sonra. Hazırladığım Edebiyatta Felsefe dosyası için ondan yazı istedim.
Hoş ona ulaşıp sonra yazısını alamadım. Ama onu gün yüzüyle
görmüş oldum.
Yazı anlayışım üstünde tüm yazarların emeği olsa da bu iki
yazarı ayrı tutuyorum. Onlar gibi yetkin yazmak isterdim.
Bu ilk kitap bu iki ustaya saygı niteliğinde.
Kitap okurla buluştuktan sonra; tepkilere bakarak olmuş mu,
olabilmiş mi o zaman göreceğiz.
Neden özellikle bu iki kitap?
Bunu da bir başka mektupta kaleme almak isterim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder