4 Nisan 2016 Pazartesi

EDİTÖRE MEKTUP 5

Sayın Editör,
Hafta sonu önemli bir şey yaptım. Adana tiyatro festivalinden zar zor bilet aldım. Elimdeki bilet Tesir adlı tiyatro oyununa ait. Ona gitmeyi planladım. Öteki planım da oğlumla Batman ve Superman’e gitmek oldu. İlk plan gerçekleşmedi kimi önemli ve güzel nedenden dolayı. Ama ikincisini gerçekleştirdim. Oğlumla filme gittim. Adana’ya izlemek istediğim filmler bir türlü gelmiyor. Oğlum için bununla idare edebilirdim. Oğul, babaların Batman ile Superman tişörtleri giydiklerini görmek hoştu. Çünkü biz Superman’in çizgi romanlarıyla büyüdük. Birden çocukluğum geldi aklıma.
Film idare ederdi işte. Tek garip olan şey, Marvel’in mitolojik karakter filmlerinde de kötülüklerden bizi hep Amerikalıların kurtarması. Her zaman Sam Amca imdadımıza yetişiyordu. Her yerde, her türlü kötülükten bizi koruyordu. Sonra bu filmde de, dünyayı kötü hale getirdiler, ama yine de bir çıkış yolu var. Umutluyuz, demeye getiren replikler işittim(okudum). Chuck Palahniuk’tan biliyorum. Edebiyatın gerçeği bozan, dönüştüren dilini. Toplumsal, verili olan gerçeği; şiddet, porno, küfür olarak bir anlatım, eleştiri nesnesine dönüştürüp yeniden önümüze koyuyor yazar. Verili gerçeğin dilini bozarak, yüzümüze bir şamar gibi yeni eleştirel dil/tokadını vuruyor Palahniuk. Bir de George Orwell’in 1984’ünde Büyük Birader de gerçeğin dilini bozuyor. İnsanlar arasında iletişimi bozmak adına. Açıkçası 1984’ün gerçeği bozan dili gibi bir bozma eylemi değil Chuck Palahniuk’taki. O distopyadaki dil, gerçeği bozma hayra alamet değil. İşte Batman ve Superman’daki az önce verdiğim replik, 1984’ün o hayra alamet olmayan verili gerçeği tersinlemekten, bozmaktan başka bir şey değil. Dünyanın bozulmasında en büyük katkısı olan kişi kalkıp, dünyayı bozdular, diyor karakterlerin ağzından.  Buna psikolojide Freud amca karşıt tepki geliştirme, diyor. Ya öyle Sayın Editör, dünya bu tür tepkiler üzerine kuruluyor. Bu yaşamımızın yeni uzay çağı böyle artık. Söz konusu uzay çağının da bir dili var. Kötülük uzaktan, uzaydan, sonsuzluktan gelecek. Sonra biz sizi kurtaracağız. Anneler de çocuklarını böyle korkutuyordu susturmak için Sayın Editör. Anımsarsınız siz de. Bak iğneciyi çağırırım. Ayı gelip seni ham yapar. Sus yoksa o adam gelip seni alır. Şimdi korkuyoruz. İçimize işledi korku bir kere. Altımıza yapmak üzereyiz. Yetişin bu distopyayı bozalım Sayın Editör.
Eve döndük sonra. Oğlum hayali düşmanlarla savaşmaya başladı. Kendi oyununu kurdu salonun ortasında. Benim ise karnım toktu Sayın Editör. Yemezler, dedim çıktım işin içinden.
Sağlıcakla kalın.


Kitapsız bir yazar. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder