BAKTIKÇA
VARIM!*
1/
Adlandırılmayan Yoktur’un** sayfalarını sadece 53.
aforizmaya kadar yırttım. Öteki aforizmalar gizini korusun istedim.
Okurdan
önce bir yırtma edimi istiyordu kitap. Bu, kitabın içindeki aforizmaların
anlamlarını kurmak, sonra onları birbiriyle ilişkilendirmek için, bir okur
emeği beklentisini daha başta muştuluyordu.
2/
Bir
solukta 52. aforizmaya vardım.
Elbette
burada duramazdım. Yarın diye bir şey yoktur! Her şey şimdidedir.
Bu kez
öteki sayfaları da yırtmaya başladım.
3/
Aforizmalarda
şeylerin sesli sessizlikleri var çoğun. Ölümün de, zamanın da.
4/
81. aforizmanın bulunduğu yere
kadar sayfaları yırta yırta geldim. O an, bir şey fark ettim. Gecenin
sessizliğinde yırtılan kâğıtların sesini.
Şeyler,
sesli sessizlikleri içinde var olurlar Berk’e göre.
“ 43
Nesnelerin seslerini
düşündüm. En başta da
bir kurşunkalemin, bir
bardağın, yıkılan bir
masanın, sandalyenin
seslerini.
Hepsinin
kendine özgü sesleri vardır.
Bir ses ormanı.”
Ya
kitapların sesleri?
Onlar
da sesli sessizlikler içinde sürgit yaşamazlar mı? İlhan Berk önce biçimi
(yapışık sayfalı , 16x16 boyutlarında) koyuyor okur önüne.
“ 46
Şeyler biçimleriyle vardır.
Şeylerin varoluşudur biçim.”
Sonra
sayfaları okur yırtınca, sesi koyuyor okur önüne bu kez…
5/
47. aforizma, 6.
aforizmanın aynısı. Ya da tersi.
“ 47,6
İnsan eksiktir.”
Yazı
yazmak ile ilgili aforizmalara baktım. Ne çoktular… Kuşatıcı olacak kadar.
Eksikliğine karşılık yazar yazısını koyuyor ortaya. Onunla (yazıyla) var
oluyor. Yazının, yazar için anlamlarından biri de bu belki. Hem zaten İlhan
Berk’in ilk öncülü şu değil midir?
“
1
Yazmak için hep bir neden vardır.
Yazmak dediğimiz belki de budur.”
6/
İlhan
Berk aforizmalarında okuru yazmak üzerine de düşündürüyor. Yazmanın niçin sessizliğin tininde ortaya
çıktığını, bir nedeni olduğunu, zamanla hesaplaşmayı sağladığını… Tek heceli
‘ben’i karşımıza almak demek olduğunu, en önemlisi de niçin sessizliği kanattığını açımlamaya çalışıyor.
“ 69
Yazmak:
Sessizliği kanatmak…
Hepsi bu.”
7/
Okur
şunu sormak hakkını 108. aforizmadan, bitişiğinde üç İlhan Berk deseninden
sonra kullanabilir öyleyse:
Ya
(kitap) okumak?
8/
Adlandırılmayan Yoktur’daki aforizmalardan bazı
temalar:
Yazmak.
Ses. Biçim. Varlık. Varoluş. Ölüm. Zaman. Yaşam. Metin. Bakmak. Yüz. Yol.
Bunlarla
yüzleşmek için, öncelikle bakmak gerekiyor. “ (İnsan) baktıkça var, baktıkça
var ed(er).” (106)
9/
Yeniden
26. aforizmayı okuyunca, aforizma kavramının anlamı
ortaya çıktı: Kapalı söz.
10/
“
Felsefenin aslında şiir olarak kurulması
gerekir.”
Kitap,
Wittgenstein’ın bu sözüyle açılıyor.
Wittgenstein.
Oradan
bakınca, İlhan Berk’in Adlandırılmayan
Yoktur’u nedir?
Kapalı
sözlerden oluşan, birer öncül olarak birbirinden doğan, birbirinde varlık/anlam
bulan sözler toplamı…
11/
İlhan
Berk, Adlandırılmayan Yoktur’da okuru
kapalı sözleri açmaya, anlam kurmaya, böylece bir metin olarak dünyayı okumaya
çağırıyor…
**ADLANDIRILMAYAN YOKTUR, İlhan
Berk, Yky, 2006
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder