Soru
soran: Efe DUYMAZ
“Uzay
ve zaman kavramları bana kendi başına var olan şeyler olarak değil de daha çok
maddi olarak var olan cisimlerin olumsuzlaşmasıyla elde edilmiş metafizik
kavramlar olarak geliyor. Çünkü uzay dediğimiz aslında maddenin olmadığı alandır,
aslında bir alan bile değildir. Daha çok özellikleri tanımlanmış bir cismin
maddeye dair tüm özellikleri çekilip alındığında ortada kalan hiçlik gibidir. Zaman
da aynı keza maddeselliğin doğurduğu bir uzayda hareket durumunda oluşan ilişkilerin
sonucunun üst bir çatıda isimlendirilip bir doğa yasası formunda sunulmuş haliymiş
gibi. Örnekle daha açıklayıcı olacaktır, mesela eylemsizlik. Aslında
eylemsizlik diye bir yasa yok ama o halde olan duruma bir isim verilmesidir. Siz
bu konuda ne düşünüyorsunuz?”
UZAY
VE ZAMAN ÜZERİNE
Erkan
TUNCAY
I.
ARGÜMAN
ZAMANIN METAFİZİK KAVRAM OLMASI
ÜZERİNE
Öncelikle
kolayıma gelmesi açısından zaman kavramına değinmek istiyorum.
İster
maddi cisimlerin olumsuzlanmasıyla ister başka bir saikle olsun zaman
kavramının da metafizik bir kavram olduğunu düşünüyorum. Uzaydan çok zamana
kafamı taktığım oluyor. Bir tanrı kavramı gibi. Soyut, cisimsiz, maddi olmayan.
Maddenin değişiminin yönüne bakarak (insanın da elbette), ya da insanın doğum zamanını
başlangıç kabul eden metafizik bir
kavram. İşareti nereden alırsak alalım var olmayan bir boyut bu. Tanrının da
zihinsel bir unsur olarak insan yaşamında var olması gibi, zaman da zihnin bir unsuru olarak yaşamımızda
yer alır.
Durdurulması,
dönüşmesi ancak madde üzerinden yapılabilecek, maddenin bir formu gibi duruyor
zaman. Form seni şaşırtmasın.
Maddenin metafizik
formu olarak.
Uzay
ve zaman kavramları, insanlık tarihi boyunca çeşitli dinî ritüeller ve
inanışlarla iç içe geçmiştir. Geleneksel olarak belirlenen kutsal zamanlar,
toplumların manevi pratiklerini düzenlemede önemli bir yer tutmuştur. Ancak
modern bilim, uzay ve zamanın göreceli olduğunu ve evrenin bu iki boyutun
karmaşık bir ilişki içinde olduğunu ortaya koymuştur. Bu bilimsel anlayış, zamanın
mutlak olmadığını, dolayısıyla manevi uygulamaların belirli zamanlara sıkı
sıkıya bağlı kalmaksızın da kişisel ve esnek bir şekilde
gerçekleştirilebileceğini düşündürmektedir. Bu bağlamda, dinî ritüellerin ve
manevi pratiklerin kişisel inanç ve ihtiyaçlara göre uyarlanabilmesi,
bireylerin kendi maneviyatlarını daha içten ve anlamlı bir şekilde ifade
etmelerine olanak tanıyabilir. Bu yaklaşım, geleneksel zaman anlayışlarını
korurken aynı zamanda modern dünyanın gerektirdiği esnekliği ve bireyselliği de
kabul eder.
II.
ARGÜMAN
UZAYIN METEFİZİK KAVRAM OLMASI
ÜZERİNE
Uzaya
gelince, her ne kadar bir boşluk, sonsuzluk adını alsa da zihnimde hep bir
maddi form olarak resmediyorum ben onu. Senin tam zıddına düşen bir düşünceye
sahip olmak pahasına ben böyle düşünüyorum.
İzlediğim
bir bilimsel videoda uzay için atlas, diyor ve onu bir çarşafa benzetiyor. O
bir boşluk değil, diyor. Biz onu eskiden böyle sanıyorduk. Ama bir çarşafı
nasıl gerip üstüne top atarsanız ve o çarşaf topun şeklini alarak onu havada
tutarsa, uzay da öyle bir form. Tamamen boşluk değil yani.
O
halde uzayı içerdiği tüm cisimlerle ve onları tutuş biçimiyle onu metafizik bir
kavram olarak ele almak ne derece doğru? Çünkü samanyolunda oluşan patlamalar,
güneşin salınım yaptığı elementler, tozlar ve daha adını bilmediğim bir sürü
şeyin uzay dediğimiz boşlukta görünmez bir büyük maddi form taşıyıcısı
oluyorsa, uzayı neden maddi, biçimsel bir form olarak ele almayalım?
SONUÇ ÜZERİNE:
İnsan
zihninin birer kavramı olarak ele alındığında zaman kavramı bir metafizik
özellik taşımakla kalmıyor, kurgusal (spekülatif) alanın önemli bir kavramı
olarak en büyük insan keşfi olduğu anlaşılıyor. Ki yaşamımızı saat dilimleri
belirliyor. Zaman döngüsüne önem atfeden Antik Mısır, Zerdüştlük, Hinduizm,
Budizm ve Maya uygarlığını da anımsamak gerekiyor. Zaman bir şekilde
yaşamımızın merkezinde yer alan, inkâr edilmesi zor bir süreç.
Bu
yüzden zaman denen formu merkeze alarak, tapınma ritüelini yerine getiren
dinler hep ilgi çekici gelmiştir bana. Yukardaki inanç sistemlerinin yanı sıra
Şamanizm’i de burada anımsamakta yarar var.
Astronomi
ve matematiğin ele aldığı uzay formu ise tamamen bilimsel, gözlenebilir bir
biçim sergilemektedir. Zaman için böyle bir şey söylemek şimdilik mümkün
görünmemektedir.
İnsanın
dördüncü boyut ve diğer boyut keşfi mümkün olduğunda söz konusu kavramların bir
başka biçimde ele alınabileceğini düşünüyorum.
O zaman belki senin dediğin gibi zaman-uzay formları birer metafizik
kavram olarak ele alınabilecektir. Ya da zıt argüman olarak zaman-uzay formları
maddi bir kimliğe bürünecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder