2 Şubat 2024 Cuma

KAYIP AYDINLANMA


Uzun bir süredir bir Kayıp Aydınlanma* peşindeyim. Belli bir nedeni var. Adı üstünde kayıp aydınlanma. Bir kaybın peşine neden düşmeyeyim? Öncelikle Hacettepe Felsefe bölümünde bu aydınlanmanın bilinci yoktu bende. Orta Asya’ya açılan böylesi bir kapının varlığından haberdar değildim. Batı ortaçağını yaşıyorken aydınlanma gelmişti. Batının aydınlanması. İyi peki doğunun aydınlanması var mıydı? Varsa neredeydi şimdi?

Bölümden yaklışık otuz yıl sonra bu aydınlanmanın yokluğunu, önemini daha çok hissetmeye  başladım. Belki bir İslam filozofunun sözünde, bilgisinde, bakışında ipuçlarını yakalıyordum. Örneğin Aristoteles’in akılcılığını sırtına alıyordu biri. Ya da bir başkası Platon’un varlık ve bilgi öğretisini. Yine de bu tadımlık atıştırmalar zihnimi doyurmuyordu. 

Şaşılacak şey, diyordum. Batı düşüncesinden önce Yunan klasikleri farsça, arapça olarak çevrilmiş. Bu çeviri faaliyetlerinde Türk hazerfenler, Nasturi alimler yer almış. Farisiler de. Matematik, felsefe , astronomi, mimarlık, coğrafya, mantık, kütüphanecilik, demir ile kağıt imalatı, müzik, yay, at üreticiliği ve daha birçok alanda, batı düşüncesinden önce ilkleri ortaya koyan yine söz konusu bu doğu aydınlanmasıydı.

Felsefeci Ahmet Arslan’dan işittim Kayıp Aydınlanma adlı kitabı ve yazarı S. Frederıc Starr’ı. Peşine düştüm. Şimdi içinde yolculuklara çıkıyorum. Elime her alışta inanılmaz bir şeyi bütünlüyor zihnim. Diyor ki, akılcılığın önündeki tüm engelleri kaldırmak isteyenlerle tam tersini savunanlar var bu kitapta. Şaşırıyor, bir an sonra bu şaşkınlık yerini hayranlığa bırakıyor.

Biruni, Sicistani, İbn-i Sina, Ravendi, Firdevsi, Rudeki, Farabi, Gazali ve daha birçok filizof, İslam alimi var. Bir aydınlanma resmigeçidi. Heyecan verici. Okudukça notlar alıyorsunuz. Zihniniz de kayıt tutuyor öte yandan.

Kitabı henüz biteremedim. Çünkü bitmesi gerekmiyor. Sindirerek okumak çok önemli burada. Dedim ya, benim için önemli olan aydınlanmanın neden kaybedildiği. Bunun da somut verilerine o çağı kurgusal biçimde içimde yaşayarak tanıklık ediyorum. Doğrudur. Felsefe ile kurgusal alan ayrı şeylerdir. Dinin Aristo akılcılığıyla ele alınması, Aristoteles ile Platon öğretilerinin uzlaştırılması şeklinde kesiştikleri yerler de olmuş. Doğu felsefesi  bir an sonra akılcılığı, felsefeyi dışlayan bir kapalılığa geçiş yapmaya başlıyor. Batı aydınlanmasına kaynaklık eden doğu aydınlanması böylece kaybedilmeye başlanıyor. Dedim ya, şaşkınlık ve hayranlığın at başı gideceği bir okuma öneriyor size bu kitap.    


*S. Frederıck Starr, Kayıp Aydınlanma, Çev.Yusuf Selman İnanç, Kronik Kitap, 12. Baskı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder