Vertigo 31
Gökyüzüne ta çocukluktan beri bakmayı alışkanlık etmişimdir.
Hele sabaha karşı gökyüzünü izlediğim o çocukluk günlerimi unutamıyorum. Böyle
inanılmaz bir ışıma ve boşluk karşısında aklıma şu geliyor. Sonsuzluğun ne
demek olduğunu bilmeden, insanın ne
olduğunu tam olarak bilmek mümkün değildir.
Vertigo 32
Stoacılığımın hükmünün, libidonun uzandığı o çıplak yere
kadar geçerli olduğunu her gördüğümde yeniden şaşkınlığa düşüyorum.
Vertigo 33
Cioran: Pesimistliğin gerçeklik olarak sözcüğe dökülmüş
hali.
Vertigo 34
İnsanın herhangi bir nedenle insanı öldürdüğüne tanıklık
ettikçe, kımıldayan her şeye acımayı bıraktım. Böylece Cioran’ın o yüce
sapkınlık dediği çilecilikle yollarımı ayırmış oldum.
Vertigo 35
“İnsan kimin için yazdığını bilmemelidir.”*
Belki de yazar kimin için yazdığını bilmeye başladıkça,
çoksatar kitap yazarı olarak anılmaya başlamanın sınırlarından içeri girmiş
olur.
Vertigo 36
Var olmak nedir?
Bana bu soruyu unutturan yazara da, anımsatan yazara da köle
olmaya hazırım.
Vertigo 37
“Şüpheci miyim? Çileci miyim? Bu soruya, İkisi de, yanıtını
vermek isterdim. Ama bu aynı zamanda, Hiçbiri, demek olmuyor mu?
Vertigo 38
Ben de uzun süre müşteriye hizmet eden bir emekçi olduğum
için, üstünlük ve egomun tatmini yüzünden hiçbir zaman bahşiş vermedim
garsonlara. Demek ki, empatinin zembereği bazen boşalıyor. O zaman insana
hizmet etmekten çok eziyet etmeye yarıyor.
Vertigo 39
Çok iğrenç bir düş gördüm. Düşler zaten iğrençtir. Ama
iğrenç olmadıklarında bile onlara bir iğrençlik atfetmek için çırpınırız
dururuz.
Vertigo 40
Vertigo Taslakları adlı bölüm bittikten sonra ilk gördüğüm
düş:
Biri bana nasılsın? Diye soruyor. Ses işitiyorum sadece. Ortada
görünür kimse yok! Tam ağzımı açıp İyiyim, ya sen? Diye soracakken kayınım
Tarık İyiyim ya sen? Diye yanıtlayıp replik çalıyor. Çok geçmeden yine görünmez bir kayınbaba bu kez ortaya ses
olarak atılıyor. İdare eder, diye sesleniyor. Yani soruyu soran da yanıtlayan da
başkası oluyor. Nereden böyle? Kahveden, diye yanıt geliyor. Yaşam bir replik
çalma oyunu, diye geçiriyorum içimden. Yeni mi anladın? Bu ses yine görünmez
özneden geliyor. Uyanana kadar, bir başkasının sesinden sorma-yanıtlama dizisi
birbirini izliyor.
*Parçalar, E.M Cioran, çev. Siren İdemen, Metis yay.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder